1 Temmuz 2016 Cuma

YETER ARTIK BU KADAR DİYOR VE HAYKIRIYORUZ!




YETER ARTIK BU KADAR DİYOR VE HAYKIRIYORUZ!

HAYKIRIYORUZ...
Evet...Haykırıyoruz ve diyoruz ki, biz ne zaman kendi değerlerimize kendimiz sahip çıkacağız... Batı Trakya'da her alandaki tarihi ve kültürel değerlerimiz gün be gün geçtikçe tahrip ve yok ediliyor... Köy mezarlıklarındaki mezar taşlarımız bile birer birer, kim seye hissettirilmeden boşaltılıyor...
                                                                                   
Kendi köyümde köy meydanındaki mezarlık da küçük çocuk iken mezar taşlarının çokluğundan içinde kayboluyorduk... Mezarlık da saklambaç oynuyorduk. Bu sene gittiğimizde bir baktım ki mezarlıkta mezar taşlarınızın azaldığını gördüm.. Hemen mezarlığa girdim bir kaç tane mezar taşını resim çektim... Üç hafta köyümde kaldım, havaların karlı olması ve mezarlığımızın da çok çamur olması nedeniyle mezar taşlarını resim çekemedim... Biz bu işe kendi köyümüzden başlayarak örnek bir çalışma başlattık... Bu çalışmamızı kısa bir zamanda kamuoyunun bilgisine sunacağız...

Batı Trakya’daki "kardeşlerime" de bir tavsiyem olacak... Artık bizim biri birimizle uğraşmanın zamanı çoktan geldi ve geçti bile... Biz bir birimizle uğraşırken kendimize ait olan değerleri bir kenara bırakıyoruz... Artık, Ahmet, Mehmet şu veya bu kavgasını bir kenara bırakalım... Zaten bizi azınlık içinde küçücük azınlık gurupları halinde param parça etmişler...

O şucu, o bucu gibi bir birimize karşı karalama kampanyası başlatmışız... Bu gibi basit şeyler bize fayda getirmez, aksine bizi birbirimizden koparır, birlik beraberliğimizi de zedeler... Bu gibi karalama kampanyaların öncülüğünü yapanlara çok dikkat edelim... Muhakkak ki bunların bir kısmı bir yerlerden menfaat temin edebilirler veya edenler tarafından da kullanıyor olabilirler... Böylece de bunlar, kendilerine göre görevleri de ifa etmiş oluyorlar... Batı Trakya’da bizim dışlanacak kıra atılacak insanımız yok... Bizim gibi düşünmüyorlar, bizim gibi yaşamıyorlar diye onları dışlayacak değiliz...

Biz de diyoruz ki, Batı Trakya Türkleri tek yürek tek bilek olmalıdırlar... Ama nasıl? Arkadaşlar nerede karşılıklı sevgi, saygı varsa, orada iti-ad ve itimat vardır...İti-ad ve itimadın olduğu yerde disiplin vardır... Disiplinin olduğu yerde huzur, huzurun olduğu yerde de başarı elde edilir... Biz, başarı elde etmek istiyorsak önce biri birimizi sevmeyi ve saygı duymayı öğrenmeliyiz ki kendi aramızda birlik beraberliğimizi sağlayalım...

O da kimmiş, bu da kim oluyormuş gibi safsataları bırakalım... Hiç kimse bir birini ezmeye ve karalamaya çalışmasın. Bu millet o kadar da aptal değil, herkes her şeyin çok güzel farkında... Siz bakmayın bu milletin sustuğuna... “Söz gümüş ise sükut altındır” diyorlar... Kişi hangi partiye ve hangi ideolojiye sahip olursa olsun, Batı Trakya Türklerinin davası tektir... O da, Yunan vatandaşı olarak yasal, anayasal ve azınlık haklarına birlik de sahip çıkmaktır...

Lider ve önder pozisyonunda gördüğümüz ve arkasında durduğumuz kişileri birazcık olsun ateşlememiz ve dürtmemiz gerekir... Hatta kendilerine gittikleri yerlerde siz bu güne kadar Batı Trakya'mız için ne yaptınız gibi medeni bir şekilde sorular sorma cesaretini gösterelim... Tabi bu yapılırken de bir sataşma şeklinde olmamalı... Soru soracak kişilere peki siz ne istiyorsunuz denildiğinde, örnek olarak somut bir şekilde alternatifler bilgiler sunmanız gerekir...

Bizim Batı Trakya da önde görünen veya köylerimizde öncülük yapan kardeşlerimize de bir önerimiz var... Geç kalmış değilsiniz... Gençler boş durmayın... Herkesin cebinde şu anda akıllı ve güzel resim çeken cep telefonlarınız var... Bir gün güzel güneşli bir havada şöyle köy mezarlığına gidiniz... Önce mezarlıklarımızda güzelce bir çevre temizliği yapınız... Yapanların da var olduğunu biliyoruz... Sosyal medyadan takip ediyor ve kendileriyle de gurur duyuyoruz... Orada mezarlarda yatan insanlarımızın ruhuna birer de fatiha okuyunuz... Ayrıca asırlar önceki büyük dedelerimizin dedelerine ait olan mezar taşlarını fotoğraf çekiniz... En azından bunlara sahip çıkmış olursunuz... Atalarınızın mezar taşları çalınsa da elinizde birer örneği bulunmuş olur... Hem de hak iddia sahibi de olmuş olursunuz... Hatta bunu yaparken bir kişi değil, bir çok kişi olarak gerçekleştirmeye çalışın.... Ben değil, köy gençleri olarak biz yaptık diyebilmelisiniz ki tarih sayfalarında yer alasınız...Daha sonra bunların kitaplaştırılması kolay hale gelmiş olur... Eh bu mezar taşlarından ne olacak deyip, geçmeyiniz... Bunlar bizim yüzyıllardır oralarda var olduğumuzun asıl tapuları dırlar..

Bir yakınımız bizi Büyük Müsellim köyüne akşam yemeğine davet etti... Yemekten sonra köylerindeki kültür merkezini ziyaret ettik... Belki de Batı Trakya da mükemmel bir şekilde inşa edilmiş ve içi de mükemmel bir şekilde dizayn edilmiş bir kültür binası bu olmalıdır diye düşünmekteyiz... Bir bölümü sanki bir etnografya müzesini andırıyor... Aynı zamanda kültüre de önem verilmiş... Kendileriyle, uzun uzun dert yandık... Anlaya bildiğimiz kadar onlara da sahip çıkan olmamış... Köylerindeki bir kaç idealist arkadaşlarının sayesinde ayakta tutunmaya çalışılıyor... Daha sonrasında da bir hatıra fotoğrafı çekilmesini de ihmal etmedik.. Gerçekten de çok akıllı ve faydalı işler yapıyorlar... Bu kuruma sahip çıkılmalı ve desteklenmelidir...

Elime Rodop Rüzgarı adlı bir dergi verdiler... Derginin sahibi de İbrahim Baltalı... Kendisini yakinen tanıyan ve destekleyen birisiyim... Kendisiyle de gurur duyuyoruz... Dergisinin 48. sayısı tamamen Büyük Müsellim Köyü Özel sayısı olmuş... Bahse konu köyümüzün özellikleri ve güzellikleri bu dergide dile getirilmiş.... Bu çalışma diğer köylerimize de örnek bir çalışma olmuş.... Ümit ediyorum ki bu sesimize diğer köylüler de kulak verirler ve sesimizi duymuş olurlar... Her köyün kendine has bir tanıtım kitabı olmalı... Gayet tabii köylerindeki eski mezar taşlarına da bu tanıtım kitabında yer verilmeli... Bizim asıl tapularımız onlardır...

Bizim şimdilik asıl talebimiz Gümülcine, İskeçe ve Dedeağaç ve bu illere bağlı ilçelerdeki "Azınlık ileri gelenlerinden" olacaktır... Bu şehirlerdeki bizim büyük dedelerimizin dedelerinin mezar taşlarının okunması, tercüme edilmesi ve bu mezar taşlarının bir kitap da toplanmasıdır... Yıllardır bu yapılamamış... Veya yapılması engellenmiş...Ümit ediyorum ki bu çalışma yıllardır bizim merakımız olan bir konuya da ışık tutacaktır... Bizim mezarlıklarımızda ilk gelenlerin mezar taşlarından nereden nereye geldiklerine dair muhakkak ki bazı ifadeler mevcuttur....

Ayrıca kitaplardan da edindiğimiz bilgilere göre Batı Trakya'mız da çok iyi yetişmiş ilim adamları, diplomat, bürokrat olarak devlet adamlarımız olduğu malumumuzdur... Ama bunların mezarlarının şu an nerelerde olduğu dahi bilinmiyor... Bilenler varsa lütfen bizleri de aydınlatsınlar...

Osmanlı İmparatorluğu zamanında, Başbakanlık, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Maliye Bakanlığı yapmış insanlarımızın isimlerine rastlıyoruz...

Biz şimdilik Batı Trakya Türkleri önderlerimizden veya sağda solda Batı Trakya Türkleri adını kullanarak pirim yapanlardan bunların yapılasını kendilerinden istirham ediyoruz... Önce bu işe şehir mezarlıklarımızdan başlanmalı... Daha sonra birileri çıkar bunları yaparsa sakın bunlara karşı çıkmayın... Biz yapamadık onlarda yapamasın denilmesin...

Biz, öncü olarak ve bir örnek teşkil etmesi açısından, Özcan Nuri Hüseyin ve Orhan İsmail ile bütün güçlüklere rağmen, BATTAM (Batı Trakya Türkler Araştırma Merkezi) yayınları olarak Batı Trakya'mızın 1500 lü yıllarının tarihini “Batı Trakya Camileri ve Hazireleri” adlı bir kitap da topladık... Ayrıca Batı Trakya'mızın bilinmeyen konularını da 15 ayrı kitap da topladık...

Özkan Hüseyin Sarıcalı’nın Batı Trakya ve Türk Dünyasına kazandırdığı BATTAM yayınları

İş yine bize düşerse bütün güçlüklere rağmen göğüs gererek “BATTAM” ın gönüllü çalışanlarıyla bir araya gelerek bu göreve seve seve hazırız... Yeter ki ilgili kurumlar bize bu görevi versinler...

Saygılarımla
Prof. Dr. (HC) Özkan Hüseyin Sarıcalı

19 Ağustos 2015 Çarşamba

ÖZKAN HÜSEYİN BURSA TV DE

KENDİ KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM

KENDİ KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM
Kişi hangi partiye mensup ve hangi ideolojiye sahip olursa olsun, Batı Trakya Türklerinin davası tektir... Batı Trakya Türklerinin meseleleri ve hak arama mücadelesi parti veya ideoloji ile karıştırılmamalıdır... Hiçbir Yunan partisi Azınlık mensuplarından partisine milletvekili adayı gösterirken Batı Trakya Türklerinin haklarının savunucusu olarak görmez ve o şekilde bir kişiyi de partisine kabul etmez.. İster sağcı ol, ister solcu ol, istersen de komünist ol, her parti için bu kural geçerlidir... Sadece Azınlık mensuplarından alacağı oyun hesabı yapılır... 
Hal böyle diye azınlıktan hiç bir kimse millet vekili adayı olmayacak diye bir kural da yoktur... Aksine daha çok millet vekili seçip Yunan meclisine göndermemiz gerekir...Hiç bir şey de yapmasalar Mecliste Azınlık Türk Milletvekili olarak bulunmaları Yunanistan'da bir Türk halkının varlığının kanıtıdır... 
Yunanistan'da hiç bir parti ve milletvekili Batı Trakya Türklerinin haklarını savunmaz, savunamaz da... Çünkü Yunan devletinin tavrı bellidir... O da her zaman olduğu gibi azınlığımızı yok etmektir...Azınlık davasını savunmaya kalkan bir Millet vekiline Partisinden veya Yunan devleti mensuplarından alacağı cevap bellidir... Daha önceki milletvekillerine olduğu gibi na eftigramisis (hiza gel) olacaktır... Ayrıca bir daha partisinden aday olma gibi şansları da ortadan kaldırılmış olacaktır... 
Yunanistan'da % 3 lük baraj nedeniyle bağımsız millet vekili seçilmeleri gibi bir şansları da yoktur... Bu arada yazımızda yanlış anlaşmalara sebebiyet vermemek için Yunanistan'da yürekli insanlarımız ve millet vekillerimiz yok demek istemiyoruz... Yunanistan'ın %3 barajı bu gibi yürekli insanlarımızın önünü tıkamaktadır... Yunanistan'da seçilen Millet vekili kim olursa olsun saygımız sonsuzdur... Çünkü o sadece kendisini ve partisini değil (kendisine oy veren ve vermeyen) 150 bin Batı Trakya Türkünü de Yunan meclisinde temsil etmektedir... 
Millet vekili seçilen bazı millet vekillerimizin bazı kişilere gönderme yapma pahasına olsa gerek "İt ürür kervan yürür! misali talihsiz beyanatlarda bulunduklarını görüyoruz... Azınlığımızı temsil eden hiç bir millet vekiline bu gibi sözler yakışmaz.... Azınlığımızın her ferdi bizim ve kendisi için de büyük bir değerdir... Azınlık tarihinde çok şeylere tanık olduk... Bazı millet vekillerimizin cenaze namazlarında binlerce insanları gördük... Ama bazı millet vekillerimizin sadece 5 kişi ile mezara gittiklerini de gözlemledik... Hiç kimse kendine güvenmesin, bu Azınlığı yok sayarak demesin ben vezir oldum, kral oldum... Azınlık insanı kendisine ihanet edeni asla af etmez... Bakarsın adamı vezir bir de bakarsın rezil eder... İşte Batı Trakya Türk Azınlık insanı bu...
Batı Trakya Türkleri önce kendi aralarında birlik beraberliği sağlayarak İnsan Haklarını Savunan güçlü (STK) Sivil Toplum Kuruluş teşkilatlarını kurmaları gerekir... Gelişmiş ülkelerde oluşan bu gibi "Sivil Toplum Kuruluşları" iktidarları yerinden sarsabiliyor...
Ayrıca, 25 Ocak 2015 tarihinde çeşitli partilerden aday olan seçilen veya seçilemeyen millet vekillerimizin bir araya gelerek kendilerinden "Azınlık Haklarımızın Müdafaası" için yeni bir oluşuma gitmeleri gerekir... Çeşitli partilere mensup bahse konu azınlık adaylarımız (seçilmiş ve seçilememiş) bir araya gelip partilerinden izin almaksızın "Azınlık Haklarını Arama Platformu" oluşturulmalıdır diye düşünmekteyiz... İnanıyoruz ki Batı Trakya Türkleri de bu oluşumdan memnuniyet duyacaklar... Önemli olan millet vekili seçilmek değil, icraattır... " Ayin-esi iştir kişinin lafa bakılmaz! "
Yunan Meclisinde Batı Trakya Türk Azınlığını temsil etmek için meclise gönderilen Türk Millet vekillerini tebrik eder görevlerinde başarılar diliyoruz... Vatana ve milletimize hayırlı ve uğurlu olsun...
Prof. Dr. (HC) Özkan HÜSEYİN


BATI TRAKYA TÜRKLERİ BATI TRAKYA NERESİDİR?


BATI TRAKYA TÜRKLERİ
 BATI TRAKYA NERESİDİR?


Batı Trakya coğrafi bir bölge adıdır. Batı  Trakya bu gün Yunanistan sınırları içinde yer almaktadır.

Batı Trakya Yunanistan’ın kuzeydoğu kısmında bulunmaktadır. Batı Trakya Türkleri adını, Batı Trakya bölgesinin isminden dolayı almıştır… Burada yaşayan Türkler,  Yunan pasaportu taşımaktadır...

Batı Trakya’nın doğusunda, Türk-Yunan sınırını belirleyen Meriç Nehri; Batısında Mesta-Karasu nehirleri; Kuzeyinde Bulgaristan; Güneyinde Ege Denizi bulunmaktadır.

Batı Trakya’nın nüfusu 350.000 civarındadır. Bu nüfusun 150.000’i Türk’tür. Türklerin yüzde sekseni köylerde, yüzde yirmisi de şehirlerde oturmaktadır.                     

Batı Trakya’nın Ege Denizi’ne inen düzlük kısmına Ova, Rodop Balkanları etekleri kısmına Yaka, Yaka’nın kuzeyindeki dağlık bölgeye ise Balkan Kolu adı verilmektedir.
                                                                                                                          
Dağlık bölgede yaşayan bu Türkler, diğer Türk köyleriyle irtibat sağlayamazlar…  Bulgaristan sınırı boyunca batıdan doğuya, Türkiye sınırına kadar uzanan 8 kilometre enindeki bölge Yasak Bölge” durumundadır. Bu yasak bölgede on binlerce Türk yaşamaktadır. Buraya giriş çıkışlar özel izne tabidir. Derneklerimizin “Avrupa Parlamentosu” “Avrupa Konseyi” ve “İnsan Haklarını” savunan kurumlara yaptıkları şikâyetleri sonucunda bu yasak, kısmen kaldırılmıştır.

Batı Trakya’daki Türk ahalinin yüzde 95’i tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Tarımla uğraşan Türklerin bir kısmı da tütün üreticisidir. Bundan başka buğday, mısır, pancar, pamuk ve meyve yetiştiricisidir. Ancak yüzde 5’i küçük esnaf ve sanatkârdır.

 Batı Trakya 8578 kilometre kare olup XANTH (İSKEÇE), RODOP (GÜMÜLCİNE) EVROS (DEDEAĞAÇ) , olmak üzere üç ayrı vilayetten oluşmaktadır.

1923 yılında toprak mülkiyetinin yüzde 84’ü Türklere aitti. Günümüzde ise ancak yüzde 27’si Türk Azınlığın elinde kalmıştır.

Bu bölge, 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması ile Yunanistan’a bırakılmıştır.

Prof. Dr. (HC) Özkan HÜSEYİN
BATTAM aşkanı

battam1995@gmail.com
facebock.com/ Özkan Hüseyin

İletişim  0536  312 24 66