![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjaSOOdYK3tdKQJ6hbMWl-j_qnHDEtFrJAx6QcpXDGlM3IIfFVT356YG8mxOfBv2_EfwS6LWs3yhsLL2awLnUQtSiwfsmmrhHrm6NLTKgDh83nUOOlyL1PdJMssOELiTlGMEmB6aUdVExI/s320/Ads%25C4%25B1z+hazire.png)
YETER ARTIK BU KADAR DİYOR VE HAYKIRIYORUZ!
HAYKIRIYORUZ...
Evet...Haykırıyoruz ve diyoruz ki, biz
ne zaman kendi değerlerimize kendimiz sahip çıkacağız... Batı Trakya'da her
alandaki tarihi ve kültürel değerlerimiz gün be gün geçtikçe tahrip ve yok
ediliyor... Köy mezarlıklarındaki mezar taşlarımız bile birer birer, kim seye hissettirilmeden
boşaltılıyor...
Kendi köyümde köy meydanındaki mezarlık
da küçük çocuk iken mezar taşlarının çokluğundan içinde kayboluyorduk...
Mezarlık da saklambaç oynuyorduk. Bu sene gittiğimizde bir baktım ki mezarlıkta
mezar taşlarınızın azaldığını gördüm.. Hemen mezarlığa girdim bir kaç tane
mezar taşını resim çektim... Üç hafta köyümde kaldım, havaların karlı olması ve
mezarlığımızın da çok çamur olması nedeniyle mezar taşlarını resim çekemedim...
Biz bu işe kendi köyümüzden başlayarak örnek bir çalışma başlattık... Bu
çalışmamızı kısa bir zamanda kamuoyunun bilgisine sunacağız...
Batı Trakya’daki "kardeşlerime" de bir tavsiyem olacak... Artık bizim biri
birimizle uğraşmanın zamanı çoktan geldi ve geçti bile... Biz bir birimizle
uğraşırken kendimize ait olan değerleri bir kenara bırakıyoruz... Artık, Ahmet,
Mehmet şu veya bu kavgasını bir kenara bırakalım... Zaten bizi azınlık içinde
küçücük azınlık gurupları halinde param parça etmişler...
O şucu, o bucu gibi bir birimize karşı
karalama kampanyası başlatmışız... Bu gibi basit şeyler bize fayda getirmez,
aksine bizi birbirimizden koparır, birlik beraberliğimizi de zedeler... Bu gibi
karalama kampanyaların öncülüğünü yapanlara çok dikkat edelim... Muhakkak ki
bunların bir kısmı bir yerlerden menfaat temin edebilirler veya edenler
tarafından da kullanıyor olabilirler... Böylece de bunlar, kendilerine göre
görevleri de ifa etmiş oluyorlar... Batı Trakya’da bizim dışlanacak kıra
atılacak insanımız yok... Bizim gibi düşünmüyorlar, bizim gibi yaşamıyorlar
diye onları dışlayacak değiliz...
Biz de diyoruz ki, Batı Trakya Türkleri
tek yürek tek bilek olmalıdırlar... Ama nasıl? Arkadaşlar nerede karşılıklı
sevgi, saygı varsa, orada iti-ad ve itimat vardır...İti-ad ve itimadın olduğu
yerde disiplin vardır... Disiplinin olduğu yerde huzur, huzurun olduğu yerde de
başarı elde edilir... Biz, başarı elde etmek istiyorsak önce biri birimizi
sevmeyi ve saygı duymayı öğrenmeliyiz ki kendi aramızda birlik beraberliğimizi
sağlayalım...
O da kimmiş, bu da kim oluyormuş gibi
safsataları bırakalım... Hiç kimse bir birini ezmeye ve karalamaya çalışmasın.
Bu millet o kadar da aptal değil, herkes her şeyin çok güzel farkında... Siz
bakmayın bu milletin sustuğuna... “Söz
gümüş ise sükut altındır” diyorlar... Kişi hangi partiye ve hangi
ideolojiye sahip olursa olsun, Batı Trakya Türklerinin davası tektir... O da,
Yunan vatandaşı olarak yasal, anayasal ve azınlık haklarına birlik de sahip
çıkmaktır...
Lider ve önder pozisyonunda gördüğümüz
ve arkasında durduğumuz kişileri birazcık olsun ateşlememiz ve dürtmemiz
gerekir... Hatta kendilerine gittikleri yerlerde siz bu güne kadar Batı
Trakya'mız için ne yaptınız gibi medeni bir şekilde sorular sorma cesaretini
gösterelim... Tabi bu yapılırken de bir sataşma şeklinde olmamalı... Soru
soracak kişilere peki siz ne istiyorsunuz denildiğinde, örnek olarak somut bir
şekilde alternatifler bilgiler sunmanız gerekir...
Bizim Batı Trakya da önde görünen veya
köylerimizde öncülük yapan kardeşlerimize de bir önerimiz var... Geç kalmış
değilsiniz... Gençler boş durmayın... Herkesin cebinde şu anda akıllı ve güzel
resim çeken cep telefonlarınız var... Bir gün güzel güneşli bir havada şöyle
köy mezarlığına gidiniz... Önce mezarlıklarımızda güzelce bir çevre temizliği
yapınız... Yapanların da var olduğunu biliyoruz... Sosyal medyadan takip ediyor
ve kendileriyle de gurur duyuyoruz... Orada mezarlarda yatan insanlarımızın
ruhuna birer de fatiha okuyunuz... Ayrıca asırlar önceki büyük dedelerimizin
dedelerine ait olan mezar taşlarını fotoğraf çekiniz... En azından bunlara
sahip çıkmış olursunuz... Atalarınızın mezar taşları çalınsa da elinizde birer
örneği bulunmuş olur... Hem de hak iddia sahibi de olmuş olursunuz... Hatta
bunu yaparken bir kişi değil, bir çok kişi olarak gerçekleştirmeye çalışın....
Ben değil, köy gençleri olarak biz yaptık diyebilmelisiniz ki tarih
sayfalarında yer alasınız...Daha sonra bunların kitaplaştırılması kolay hale
gelmiş olur... Eh bu mezar taşlarından ne olacak deyip, geçmeyiniz... Bunlar
bizim yüzyıllardır oralarda var olduğumuzun asıl tapuları dırlar..
Bir yakınımız bizi Büyük Müsellim köyüne
akşam yemeğine davet etti... Yemekten sonra köylerindeki kültür merkezini
ziyaret ettik... Belki de Batı Trakya da mükemmel bir şekilde inşa edilmiş ve
içi de mükemmel bir şekilde dizayn edilmiş bir kültür binası bu olmalıdır diye
düşünmekteyiz... Bir bölümü sanki bir etnografya müzesini andırıyor... Aynı
zamanda kültüre de önem verilmiş... Kendileriyle, uzun uzun dert yandık...
Anlaya bildiğimiz kadar onlara da sahip çıkan olmamış... Köylerindeki bir kaç
idealist arkadaşlarının sayesinde ayakta tutunmaya çalışılıyor... Daha
sonrasında da bir hatıra fotoğrafı çekilmesini de ihmal etmedik.. Gerçekten de
çok akıllı ve faydalı işler yapıyorlar... Bu kuruma sahip çıkılmalı ve
desteklenmelidir...
Elime Rodop Rüzgarı adlı bir dergi
verdiler... Derginin sahibi de İbrahim Baltalı... Kendisini yakinen tanıyan ve
destekleyen birisiyim... Kendisiyle de gurur duyuyoruz... Dergisinin 48. sayısı
tamamen Büyük Müsellim Köyü Özel sayısı olmuş... Bahse konu köyümüzün
özellikleri ve güzellikleri bu dergide dile getirilmiş.... Bu çalışma diğer
köylerimize de örnek bir çalışma olmuş.... Ümit ediyorum ki bu sesimize diğer
köylüler de kulak verirler ve sesimizi duymuş olurlar... Her köyün kendine has
bir tanıtım kitabı olmalı... Gayet tabii köylerindeki eski mezar taşlarına da
bu tanıtım kitabında yer verilmeli... Bizim asıl tapularımız onlardır...
Bizim şimdilik asıl talebimiz Gümülcine,
İskeçe ve Dedeağaç ve bu illere bağlı ilçelerdeki "Azınlık ileri gelenlerinden" olacaktır... Bu
şehirlerdeki bizim büyük dedelerimizin dedelerinin mezar taşlarının okunması,
tercüme edilmesi ve bu mezar taşlarının bir kitap da toplanmasıdır... Yıllardır
bu yapılamamış... Veya yapılması engellenmiş...Ümit ediyorum ki bu çalışma
yıllardır bizim merakımız olan bir konuya da ışık tutacaktır... Bizim mezarlıklarımızda
ilk gelenlerin mezar taşlarından nereden nereye geldiklerine dair muhakkak ki
bazı ifadeler mevcuttur....
Ayrıca kitaplardan da edindiğimiz
bilgilere göre Batı Trakya'mız da çok iyi yetişmiş ilim adamları, diplomat,
bürokrat olarak devlet adamlarımız olduğu malumumuzdur... Ama bunların
mezarlarının şu an nerelerde olduğu dahi bilinmiyor... Bilenler varsa lütfen
bizleri de aydınlatsınlar...
Osmanlı İmparatorluğu zamanında,
Başbakanlık, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı, Milli
Eğitim Bakanlığı, Maliye Bakanlığı yapmış insanlarımızın isimlerine
rastlıyoruz...
Biz şimdilik Batı Trakya Türkleri
önderlerimizden veya sağda solda Batı Trakya Türkleri adını kullanarak pirim
yapanlardan bunların yapılasını kendilerinden istirham ediyoruz... Önce bu işe
şehir mezarlıklarımızdan başlanmalı... Daha sonra birileri çıkar bunları
yaparsa sakın bunlara karşı çıkmayın... Biz yapamadık onlarda yapamasın
denilmesin...
Biz, öncü olarak ve bir örnek teşkil
etmesi açısından, Özcan Nuri Hüseyin ve Orhan İsmail ile bütün güçlüklere
rağmen, BATTAM (Batı Trakya Türkler Araştırma Merkezi) yayınları olarak Batı
Trakya'mızın 1500 lü yıllarının tarihini
“Batı Trakya Camileri ve Hazireleri” adlı bir kitap da topladık... Ayrıca
Batı Trakya'mızın bilinmeyen konularını da 15 ayrı kitap da topladık...
Özkan Hüseyin
Sarıcalı’nın Batı Trakya ve Türk Dünyasına kazandırdığı BATTAM yayınları
İş yine bize düşerse bütün güçlüklere
rağmen göğüs gererek “BATTAM” ın gönüllü çalışanlarıyla bir araya gelerek bu
göreve seve seve hazırız... Yeter ki ilgili kurumlar bize bu görevi
versinler...
Saygılarımla
Prof. Dr. (HC) Özkan Hüseyin Sarıcalı